Mezitli

Mezitli
6 min readJun 23, 2019

--

Mersin mezitli en güzel yerler

Sonunda, Pompeipolis ya da Soli’nin uzun sütunları
ve yükseltilmiş tiyatrosu, ufkun üzerinden görüş alanımıza
girdi; görünüşü onun görkemi hakkında kılavuzların
anlattıklarını doğrular biçimdeydi. Biz de hiç düş kırıklığına
uğramamış olduk. Karaya çıkıldığında karşılaşılan ilk şey,
paralel kenarlı ve değirmi uçlu güzel bir liman ya da
havzadır.”
Sir Francis Beaufort

Bugün ki Yunanistan’dan gelen kavimler ve Anadolu’daki kimi
kavimler, MÖ 9. yüz yıldan başlayarak Doğu Akdeniz’de koloniler
oluşturmaya başlarlar.

Makedonya Kralı, Büyük İskender zamanında, Soloi kentinin Pers
İmparatorluğu’na yakın olduğu bilgilerine ulaşılır. İskender,
Soloi kentini ele geçirerek, kentin halkına da iki yüz gümüş
para cezası vererek Tarsus’a doğru ilerlemesini sürdürürken,
limanda bulunan donanmasını teftiş eder. Soloi’nin halkını da,
halk egemenliğine dayanan idare sistemine bırakır.

İskender’in ölümünden sonra, komutanlarından Selefkos
Nikotor’un, kurduğu devletin (MÖ. 312 — MS. 64) egemenliğine
geçen Soloi, dönemin en önemli ticaret, bilim merkezlerinden
biri olmayı sürdürür. Selefkoslar hanedanlığının
zayıflamasıyla, Ermeni Kralı Tigran, Soloi’yi tahrip eder;
tüccarları, sanatkarları, başkentini şenlendirmek için kentten
sürer. Sürülenlerin sayısı üç bini bulur. Buradaki tüccarlar ve
sanatkarlar, hem niceliği, hem de niteliği bakımından,
döneminde kentin, Kapadokya ile birlikte önemini
anımsatır.[1]

Roma İmparatorluğu Komutanı, Pompeius MÖ. 66 yılında, Soloi
adındaki kenti yeniden yapılandırır. Ermeni Kralı Tigran’ın
egemenliğinden sonra –Ermeni krallarının korsanlarla iş birliği
yaptığı kaynaklarda belirtilir-, Soloi korsanların bölgesi
haline gelir, Roma İmparatorluğu donanmalarına –ticaretine- çok
büyük hasarlar vermeye başlar. Pompeius, elli günde, korsanları
Akdeniz’den püskürtür, Korsan devleti diye anılan buradaki
yerleşimlerin, bütün kalelerini yıktırır. Kent artık,
Pompeipolis adıyla anılır. Soloi-Pompeipolis MÖ. 11–13 yılları
arasında, Kilikya’da önemli bir merkezidir. Korikos (Kızkalesi)
ile Soloi arasındaki bölge tecim merkezi kadar piskoposluk
merkezidir.

Romalılar’ın Pax-Romana adına verdikleri kentleşme bilincinden
Soloi’de payını alır. İmparatorluk genelinde belirgin ve
çarpıcı bir ortak kültür görüntüsü çerçevesinde, günümüzdeki
hava alanı binalarının bir ülkeye giriş binaları gibi, önemli
bir yapıya sahiptir limanlar.[2] Limanlar;
çevresinde depo, ambar, ofis gibi salt işlevselliğe yönelik
değildir. Yapı, Limanı çember gibi saran klasik biçemdeki yapı
dizilerinin tam ortasında, sahne dekorlarını aratmayan görkemli
bir kompozisyon oluşturur. Kent, Romalılar döneminde, Efes,
Milet, liman kentleriyle karşılaştırılabilir. Hadrian, Kilikya
seferi sırasında MS. 130- 150 yıllarında Soloi’yi ziyaret eder,
kentin baniliğini üstlenir. Limanı yeniden inşa eder. MS. 209
yılında Antoinus Pius, Pompeipolis resminin olduğu bir para
bastırır.

6. yüz yılın ilk yarısında, kentte bir deprem meydana
gelmiştir. Peschlow, kaynaklarda depremin belirtildiğini yazar.
Schenider’e göre kentte bir yıkım olmamıştır. Pompeipolis’in
piskoposluk merkezi olması, burada önemli düzenlemeler
yapılmasını da beraberinde getirir. 3. yüzyıla dek kent
gelişimini sürdürür.

Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla, bölgedeki
istikrarsızlık, ileri ki dönemlerde iyice kendini hissettirir,
Soloi-Pompeipolis kenti, Büyük İskender’in, Roma
İmparatorluğu’nun yükselmesindeki önemli konumuna bir daha
ulaşamaz. Profesör Doktor Suna Güven: “ Sikkelerde betimlenen
mimari formların, belirli bir noktada gerçeği yansıttığı
düşünülürse, yuvarlak ya da kavisli formlarında arkeolojik bir
ipucu olarak değerlendirileceği, ortaya çıkar. Bu bakımdan
Pompeipolis’de 19 yüzyılın başlarında yapılan gezilerde
belgelenen ancak günümüzde artık görülmeyen liman
kalıntılarının kavisli ve görkemli bir mimarinin bulunduğunu
söyleyebiliriz. Kent ölçeğinde kavisli bir mimarinin
varlığından söz edilmesi geçmişte kentin önemini yansıtır” diye
belirtir makalesinde.[3]

İslamiyetin egemenliğinden sonra 639 yılında Halit bin
Velid’in yerine tayin edilen komutanın, Viranşehir’e dek
ilerlediğinden kaynaklar bahseder. Halifelik kavgası (Ali-
Muaviye), sırasında Kilikya kaybedilir.

Harun Reşid zamanında Horasan’dan bu bölgeye, Türk halkı
yerleşmeye başlar, ağır ağır bölgede Türk egemenliği oluşur,
ancak, Mezitli (Soloi — Pompeipolis. Viranşehir.), bir daha
eski görkemli günlerine kavuşamaz. Tarsus, Mezitli’nin (Soloi –
Pompeipolis) yerini alır, önemli bir yerleşim, liman kenti
olarak, 19 yüzyıla dek, Tarsus kenti görülür, Kızkalesi
(Korikos), Kıbrıs’la bağı sağlayan bir diğer liman olmasına
karşın, Tarsus kadar önemli bir liman değildir.[4]

Selçuklular zamanında, Anadolu Selçuklu Hükümdarı, Süleyman
Şah, Üç — Ok grubuna bağlı boylara bölgede egemenlik kurdurur.
Selçuk Oğulları, Türk göçlerini akıllı bir siyasetle yerleşmeye
tabi tutarlar. Benzer Oğuz Boyları’nın, belirli sahalarda
birikmesine izin vermezler. Aralarına başka Oğuz Boyları
yerleştirirler.

Karamanlılar, I. Alaeddin Keykubad döneminde bölgeye yerleşir.
Yaylaklarda egemenlikleri sürse de Karamanoğulları’nın,
Selçukiler’le ilişkileri güçlüdür. Bin üç yüz altmış yedi
(1367) yılında, tüm bölge –kıyı şeridi- Türkmenler’in eline
geçer (Ayaş, Adana, Tarsus, önemli kıyı limanı, Kızkalesi:
Kıbrıs’la bağlantısı nedeniyle önemlidir). Karamanoğlu Alaeddin
Bey’in katkısı çok fazladır fetihlerde. Gedik Ahmet Paşa’nın,
Karamanoğulları’nı yenmesiyle (1464–1471), günümüze dek sürecek
olan Türk Egemenliği başlar.

İskenderun’ndan, Mersin’e dek uzanan bölgedeki Türkmenler,
genelde Üç — Oklar’dan oluşurlar. Bu boylar arasında,
Gökçeliler: Deliçay ile Mezitli Deresi arasında, Gökçeliler’in
batısında ise, Elvan Boyu yaşamaktadır. Bu boyların
Avşarlar’dan olduğu bilinmektedir. Bölgeye yerleşen başka
boylarda bulunmaktadır. Bölgeye yerleşen boyların, pek azı
çiftçilikle uğraşmakta, konar göçer yaşamı sürdürmektedir.

Evliya Çelebi’ye göre Mezitli adı, Seyyah Metizoğlu adlı bir
şahısdan gelir, Metiz adı Mezitli’ye dönüşür. Bölgenin ismi
kimi kaynaklarda, Tarsus’dan gelen, bölgeye yerleşen Mezid
Oğulları’na da bağlanır. Mezitli’ ye ilk muhtarlık mührü
Çelebi’nin seyahatnamesinden anlaşıldığına göre on yedinci yüz
yılda verilir. 17 yüzyılın ikinci yarısında, bu yörede en
az 501 hanenin var olduğu biliniyor, nüfus altı yüz
kişi… 18. yüz yılda Osmanlı’nın hatalı politikaları
yüzünden, bölge halkı, parçalanarak cemaatler halinde farklı
bölgelere gidip buralarda yurt tutarlar. On dokuzuncu yüz yılın
başından itibaren ise bu soyun devamı olan Koca(eli) Bekirli
Cemaati, Eski Mezitli’yi ticari anlamda geliştirir.
Cemaat, Koca Ören mevkisine kışlak kurup hayvancılığın yanı
sıra yarı ticaret, nakliyecilik, kısmi ziraate başlarlar.
İbrahim Paşa İsyanı ve ardından ziraat politikası nedeniyle,
Koca (Deli) Bekirli’ler yeniden zayıflarlar. Bin sekiz yüz
altmış dörtten sonra ekip biçtikleri topraklar kendilerine
dağıtılınca, Koca Ören’deki evlere, Eski Mezitli’ ye
yaptıkları altı ahır, iki katlı taş binalara yerleşirler. Bir
süre sonra köy dağıldığı için muhtarlığı lağvedilir. 19
yüz yılın başlarından itibaren, Mezitli, köy statüsüne alınır
ve yeniden mühür verilir. Bu sırada Mezitli Köyü merkezi
bugünkü Koca Ören Mevki’dir. 1864 sonra ise Eski
Mezitli’ ye göçler başlar.[5]

19 yüz yıl sonlarında Mersin ilinin canlanmasıyla, bölge
yeniden şekillenmeye başlar. Konya Ovası’ndan, Ankara’dan
kervanlar ile getirilen ürünlerin; Mezitli’de –Eski Mezitli-,
Mısır ve Kıbrıs’tan gemilerle getirilen ürünlerle değiş-tokuş
yapıldığı kaynaklarca belirtiliyor. Yerli ve yabancı tüccarlar
arasındaki aracılık görevini ise Mersin’e yerleşmiş Levantenler
yapıyorlar. Bu aracılık görevini yapan Mersinli levantenler,
önceden yerli halktan aldıkları ürünleri depolayıp, gemiler
geldiği zaman Karaduvar Limanı’na taşıtıp, gemilere teslim
ediyorlar, işte bu ürünlerin depolanıp korunduğu yer
Mezitli’deki depolar –Tol- idi. Mısırlı İbrahim Paşa’nın,
Tarsus’a dek gelip limanı ele geçirmesi, Tarsus Limanı’ndaki
aşırı baskılar –rüşvet, bürokratik engeller vb.- Mersin tren
garının oluşması, sonucunda, Mersin en parlak günlerini
yaşamaya başlar. Mezitli’deki yerleşim, Mersin’e doğru
yayılır.

19 yüz yılda, Mezitli, köy statüsüne alınır, mühür
verilir. Bu sırada Mezitli köyünün, merkezi, bugünkü Koca Ören
Mevkidir. 1864’den sonra ise Eski Mezitli’ ye göçler başlar. Bu
tarihten sonra, yerleşim, Doğu’ya (Silifke-Mersin asfaltı
çevresine) yayılır. Bin dokuz yüz altmışlara dek Koca Ören
Mevkii, köy merkezini oluşturur.

Kurtuluş Savaşı sırasında, Mut’da başlayan Kuvva-i Milliye
hareketi sırasında Mezitli’de şiddetli çatışmalar meydana
gelir. 5-Nisan-1920’de Fransızlar, sahilden top ateşiyle,
Tömük’ü bombalamaya başlar. Mezitli Köyü’ne asker yığarak köyü
yıkmaya çalışırlar. Doğan ve Mustafa Nail Bey’ler, Emin Aslan,
Fransızlar’ı köyden çıkararak, epeyce silah ve cephane
edinirler.[6]

Cumhuriyet Dönemi’nde bağ, bahçe, tarla ve çiftlikleriyle
önemli bir yere sahip olan Mezitli, 1968’den sonra, kasaba
statüsüne getirilerek Mezitli Belediyesi kurulmuştur. Mezitli,
günümüzde, yüz yirmi bini aşan nüfusu ile önemli bir yerleşim
yeridir. Yoğurt Pazarı, Azakhan pazarı devreye girinceye dek
Eski Mezitli önemini koruyacaktır. Mersin’in gelişmesi üzerine
ise artık alışveriş ve ticaret merkezi Mersin’dir.

Günümüzde ise ilk yerleşim yeri olan Antik kent; Soli antik
kentinin çevresi yerleşim alanları ile dolmuştur. 1999 yılında
İçel Müzesi ve 9 Eylül Üniversitesi; Arkeoloji Bölümü Öğretim
Üyeleri’nden Prof. Dr. Remzi Yağcı tarafından yapılan
arkeolojik kazılarla Soli hakkında daha gelişmiş bilgiler elde
edilmeye başlanmıştır. Prof. Doktor Remzi Yağcı tarafından
sürdürülen on yıllık kazılar sonucunda elde edilen
buluntular, Mersin Müzesi’nde sergileniyor. Ayrıca Petersburg
Hermitage Müzesi’nde Bizans dönemine ait sikkeler, altın
ve gümüş objeler bulunuyor, (Soli’de bulunan bir kiliseden
götürüldüğü anlaşılıyor).

Bulunan bu eserler içinde 2003–2004 kazılarında bulunan
Asklepios (Sağlık Tanrıçası), Nemesis (Adalet ve intikam
tanrıçası), heykelleri ile 2008’de bulunan Apollon (Güneş
Tanrısı: Tarım, hayvancılık, gençliğin koruyucusu olarakta
bilinir), arkeolojik açıdan önemlidir.

2008 araştırmalarının bir başka önemi ise Hitit katmanlarına
ulaşılması, Hitit Kizzuwatna dönemi ile ilgili bilgilere
yaklaşılmasıdır

1960’lara dek köy merkezi Kocaören iken, 1960’lardan sonra Eski
Mezitli önem kazanır. 1968 yılında belediye statüsünü kazanan
Mezitli Beldesi –şimdiki bölge-, 2008 yılının altı Mart günü
TBMM tarafından kabul edilen ve 22-Mart-2008 tarihli, 26824
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5747 sayılı
kanunla ilçe olmuştur.

Tece, Davultepe ve Kuyuluk Belediyeleri’nin Mezitli
Belediyesi’ne devredilmesiyle Mezitli, ilçe konumunda
kavuşmuştur.

Yazan: Kemal Tekin

KAYNAKÇA:

ÇIPLAK, Mustafa Necati:

İçel Tarihi,
Tarihi — Turistik Zenginlikleriyle

Selim Ofset Matbaası, Mersin,
2003.

ÇİFTCİ, Ali:

Milli Mücadele Döneminde
Mersin Havalisinde İz Bırakanlar

Bizim Grup Basımevi, Mersin, 2009.

DEVELİ, Şinasi:

Dünden
bugüne Mersin 1836–1990

Mersin Ticaret ve Sanayi
Odası, Mersin, 2001.

GÜVEN, Suna:

Roma
Liman Kentleri: Pompeiopolis’e Bir Bakış

Anadolu
Medeniyetleri Müzesi Konferansları. Ankara, 2001.

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI:

bir
dünya kenti” MERSİN “the world city”

Mersin Ticaret
ve Sanayi Odası, 2008.

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI:

2008
Ekonomik Rapor.

Mersin
Ticaret ve Sanayi Odası, 2008.

MERSİN VALİLİĞİ:

Mersin Ören Yerleri — Kaleleri Müzeleri

Ekin
Grubu Yay. Mayıs, 2009.

OĞUZ, İbrahim:

Mersin
Kentinin Kuruluş Öyküsü

Mersin Ticaret ve
Sanayi Odası, Mersin, 2006.

PESCHLOV, Annelıese:

İstanbuler

Mittelungen
(syf: 25), 1975.

TÜRKOĞLU, Veli Metin:

Tarihi
Bilgiler

Yayımlanmamış Yazı. Mersin, 2010.

[1] Annelise
Peschlov: İstanbuler.

[2] Suna
Güven: Roma Liman Kentleri: Pompeipolis’e bir
bakış.

[3] Suna
Güven: Roma liman Kentleri: Pompeipolis’e Bir
bakış.

[4] İbrahim
Oğuz: Mersin Kentinin Kuruluş
Öyküsü.

[5] Metin Veli
Türkoğlu: Tarihi Bilgiler.

[6] Ali
Çiftci: Milli Mücadele Döneminde Mersin
Havalisinde İz Bırakanlar.

--

--